Aim: The aim of this study is to determine the measles seronegativity status of employees in a state hospital attached to the Ministry of Health, and to examine socio-demographic characteristics in a descriptive design. Materials and Methods: 717 employees participated in this study. Sociodemographic statistics such as age, gender and occupation were gathered from employee Personal Staff Health Cards. Serum samples were taken and tested for IgG antibody to measles. Data was analysed using the MannWhitney U Test. Results: 55.2% of participants were health care employees, while 44.8% were non-health care employees, 45.6% were male and 54.4% were female, 82.6% were aged 26-60 while 17.6% were aged 17-25. . When examinaing the relationship between measles seronegativity status, and seronegativity status and socio-demographic characteristics of the sample group, antibodies against measles with 11.8% of health care employees were seronegative while antibodies against measles with 10.1% of non-health care employees were seronegative. Antibodies against measles in 6.7% of male employees were seronegative while antibodies against measles in 14.4% of female employees were seronegative. Antibodies against measles in 9.5% of employees aged 26-60 were seronegative while antibodies against measles in 17.16% of the 17-25 age group were seronegative. In addition, 78 employees with antibodies against measles were seronegative 10.9% while 639 employees with antibodies against measles were seropositive 89.1% . Conclusion: 10.9% of the hospital staff in this study were susceptible to measles. We conclude that measles vaccination and serologic screening of all employees, especially employees who work in high risk departments, can be useful for the prevention of nosocomial spread of measles.
Amaç: Bu çalışmanın amacı, tanımlayıcı tasarımda Sağlık Bakanlığı’na bağlı bir devlet hastanesinde çalışanların kızamık seronegatiflik durumlarını sosyo-demografik özellikler açısından belirlemektir. Gereç ve Yöntem: İlk olarak, araştırmaya alınan 717 çalışanın yaşı, cinsiyeti, mesleği gibi sosyo-demografik nitelikler hazırlanan Kişisel Personel Sağlık Kartlarına kaydedilmiştir. Daha sonra tüm vakaların serum örneklerinde kızamık virüsüne spesifik IgG tipi antikor düzeylerine bakıldı. Son olarak, verilerin analizinde Mann-Whitney U Testi kullanılmıştır. Bulgular: Elde edilen bulgulara göre; çalışanların %44,8’i sağlık çalışanı iken %55,2’si sağlık dışı çalışandır. Çalışanların %54,4’ü kadın iken, %45.6’sı erkektir. Çalışanların %17,4’ü 17-25 yaş aralığında iken %82,6’sı ise 26-60 yaş aralığındadır. Çalışanların kızamık seronegatiflik durumları ile seronegatiflik durumlarının sosyo-demografik özellikleri ile ilişkisi incelendiğinde; sağlık çalışanlarının %11,8’inin kızamık antikoru seronegatif iken, sağlık dışı çalışanların %10,1’inin kızamık antikoru seronegatiftir. Kadın çalışanların %14,4’ünün kızamık antikoru seronegatif iken, erkek çalışanlarında %6,7’sinin kızamık antikoru seronegatiftir. 17-25 yaş grubu çalışanların %17,16’sının kızamık antikoru seronegatif iken 26-60 yaş grubu çalışanların ise %9,5’nin kızamık antikoru seronegatiftir. Ayrıca, araştırmada kızamık antikoru seropozitif olan 639 kişinin oranı %89,1 iken, kızamık antikoru seronegatif olan 78 kişinin oranı ise %10.9 olarak belirlenmiştir. Sonuç: Araştırma kapsamına alınan hastane çalışanları %10,9 oranında kızamığa duyarlı bulunmuştur. Hastanedeki riskli bölümlerde görev alan sağlık çalışanları başta olmak üzere tüm çalışanlara serolojik tarama ile aşı yapılmasının, kızamık hastalığının nazokomiyal yayılımının önlenmesi için yararlı olabileceği sonucuna varılmıştır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | September 1, 2015 |
Published in Issue | Year 2015Issue: 3 |